İçeriğin Gücü Adına
1990’ların sonunda bir adam çıktı ortaya. Dışarıdan bakılınca öyle ahım şahım bir özelliği yoktu ve haliyle söyledikleri çok dikkat çekmedi. Ama aynen şöyle dedi: “İçerik kraldır.” Kuşkusuz bu söze pek çok kişi anlam veremedi ve pek çok kişide imkansız gözüyle baktı. Çünkü kimse bilgisayarların bu denli yaygınlaşacağını, internetin her eve gireceğini ve sanal dünyanın bir pazarlama gücüne dönüşeceğini tahmin etmiyordu. Tüm bunları düşünseler bile içeriğin böyle büyük bir önem taşıyacağını düşünemezlerdi herhalde. Ama Bill Gates bunu düşündü ve şimdi onun söylediği gibi içeriğin krallık sürdüğü sanal bir dünya söz konusu. Gerçi siz de benim kadar farkındasınız ki kısa süren bir krallık bu. Çünkü iyi üretilmiş bile olsa bir içeriğin güncelliğini koruma süresi oldukça kısa, haliyle bu krallıklar çabuk yıkılıyor ve yerine yenileri geliyor.
İçeriğin gücü diye bir başlık attık ama içeriğin neden güçlü olduğundan bahsetmedik. Aslında içeriğin bu kadar güçlü olmasının nedeni sanal dünyanın insan hayatındaki önemine dayanıyor. Biz her ne kadar içerik kraldır desek de onu kral yapan gücün, internetin yaygın kullanımı olduğunu farkındayız. Bunun sonucu olarak da web sitelerinde patlama olduğu ortada. Artık internet, iyisiyle kötüsüyle aklınıza gelen her bilgiyi içinde barındıran dev bir dünya, bunun da farkındayız. Bu dünyada sıralamanın neye göre yapıldığını merak ediyorsanız, kısa bir cevabı var SEO. Aslında bu kavrama hepinizin az çok aşına olduğunu düşünüyoruz. Yine de basitçe sitelerin arama motorundaki sıralaması olduğunu söyleyelim, ardından gelen olay zinciri az çok tahmin ediyorsunuzdur zaten. İlk sıralarda olmak şüphesiz daha çok ziyaretçi, daha çok ziyaretçi daha çok reklam ve reklam da para demek…
Şimdi de arama motorlarında üst sıralara nasıl çıkıldığı, bu sıralamanın neye göre yapıldığı aklınıza takılmıştır. İşte burada içeriğin gücü devreye giriyor çünkü bir sitenin üst sıralarda yer alması içeriğin güncelliğine ve özgünlüğüne bağlı. İçeriğin zayıf veya kopya olması halinde ise arama motoru sizi unutulmaya terk ediyor. Elbette tek ve nihai kural bu değil, öyle bir yanılgıya kapılmayın.
Evet, içeriğin gücünü açıkladık, artık sırrımızı biliyorsunuz. Bu demektir ki yazıyı sonlandırmanın zamanı geldi. Ama her yazı da “son olarak” diye başladığımız son cümleyi yazmazsak olmaz. Eh! Son olarak şunu söylemeliyiz ki Bill Gates haklıymış…