Efsane Rock İçeriğinin Temel Rehberi
Bu makale NewsCred’in Londra menşeili Avrupa takımı tarafından derlenmiştir.
Her ne kadar The Clash’ın 1980’de çıkardığı eklektik London Calling albümünün punk rock olup olmadığı tartışmaya açık olsa da albümün harika olduğu bir gerçek.
London Calling, Rolling Stones’un Tüm Zamanların En İyi 500 Albümü listesinde “karanlığı geri püskürtmek için rock & rolla olan sarsılmaz bir inançla dolu 19 apokaliptik şarkı” tanımıyla 8. Sırada.
LinkedIn’in İçerik ve Sosyal Medya Pazarlama Müdürü Jason Miller için London Calling bu tanımdan çok daha fazlası. The Clash London Calling’i zor şartlarda çıkardı. Grup beş parasızdı ve kayıt şirketiyle açık bir savaş halindeydi. Albümü gitarist Mick Jones’un büyükbabasının evinde yaptılar ve Pimlico’da bir garajda tek bir ampul ve ses yalıtımı için duvarlarda kullandıkları kirli halılarla geliştirdiler. Kısacası çalışma koşulları The Clash’ın modern müziğin başyapıtını ortaya koymalarını sağladı diyebiliriz.
London Calling, sınırlı alanda ortaya çıkan yaratıcılığın harika bir örneği- ve tüm içerik pazarlamacıları için de güzel bir ders.
#ThinkContent London konuşmalarından birinde Miller, içerik pazarlamacılarının “efsane rock” içerik pazarlama stratejisiyle nasıl bir imparatorluk kurabileceklerini en sevdiği gruplardan örnekler vererek anlattı. İşte Miller’ın notları- The Clash’le başlıyoruz.
Hedef Kitlenize Sizi Takip Etmeleri için Bir Neden Verin
The Clash ilk kez bir kayıt şirketiyle anlaştığında kendilerini “tek önemli grup” olarak tanımlıyordu. Çok abartılı bir ifade gibi duyulabilir ama bu onların dönemin tüm saçmalıklarından ve piyasa müziğinden uzaklaşmak için kullandıkları üsluptu. Dahası işe de yarıyordu.
-Pazarlama terimi olarak- onların “hedef tanımı” kendilerini dinleyicileriyle eşitlemekti.
İşte insanların markanızı nasıl tanıyacağını gösteren en güzel örnek. The Clash’ın neyi savunduğu konusu herkes için apaçık ortada.
Miller’a göre The Clash’ın diğer punk rock gruplarından farklı olmasının nedeni dünyayı değiştirebileceklerine inandıkları bir vizyonlarının olması.
Linked’in ofisinde gösterimde olan Joe Srummer sözü
Miller, Strummer’ın sözünden bahsederken şöyle der; “Bu biraz gösterişli bir söz ama ben içerik pazarlaması hakkında tam olarak böyle düşünüyorum. Biz, insanların herhangi bir konudaki görüşlerini değiştirebiliriz.”
“Buradan çıkarılacak ders şu; The Clash 30 yıl önce geçerliliği olduğu kadar günümüzde de geçerliliği olan bir pazarlama gücüne sahip.” Miller şöyle devam ediyor; “Siz de kendi işiniz, markanız ya da şirketinizin aynı güce sahip olacağını söyleyebiliyor musunuz?”.
Kısacası The Clash’tan neler öğrenebiliriz? Bunlardan biri şu: Eğer önemli bir konuşma yapıyorsanız, dinleyicilerin sizi takip etmesi için onlara bir sebep verin.
“Eğer markanızın ya da ürününüzün çok sıkıcı olduğunu ve kimsenin sizi takip etmek istemediğini düşünüyorsanız çok ticari düşünüyorsunuz demektir.”
“Unutmayın en ucuz teklifi yapan kazanır.”
Sadece İçerik Üretmeyin. Uyumlu içerik üretin.
Dünyanın daha fazla içeriğe ihtiyacı yok. Daha fazla “uyumlu” içeriğe ihtiyacı var.
Arama motorları “içerik tarlalarını” tüketti ki bu da Google artık fazla içerik hacmini sevmiyor demek. Google artık müşterileriyle “uyumlu” içerikleri seviyor yani yüksek kalitede ve özgün içerikler.
Miller; “Eskiden sıralamanızı yükseltmek için 9 milyon blog ve e-kitap içeriği yazmak zorundaydınız.”, “Şimdi ise zeki olmak zorundasınız. Bu artık bütçelere karşı zihinlerin yarışı. SEO için değil hedef kitleniz için üretme ama aynı zamanda Web’in içeriğinizi nasıl yorumladığını anlayıp böylelikle bu içeriğin kolay bulunmasını sağlayabilme yarışı.” diyor.
Bir LinkedIn araştırması uyumluluğun hedef kitle için ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.
Mail listenize dahil etmek ve sonrasında orada tutabilmek için çok uğraştığınız müşterilerinizi hatırladınız mı? İşte uyumlu içerik üretmezseniz onları göz açıp kapanıncaya kadar kaybedersiniz. Şimdi cevabınız ne?
Bir “Efsane Rock” İçerik Stratejiniz Olsun
Miller’a göre “Efsane Rock” içeriği her içerik pazarlamacısının stratejisinin merkezinde olmalı. Çok önemli bir içerik ürettiğinizi düşünün: bir e-kitap, video ya da bir tanıtım yazısı.
“Ürettiğiniz her ne ise, efsane olmalı.” diyor Miller.
Miller, efsane rock içeriğinizin ne olacağına karar vermeniz için 2 soru sormanızı öneriyor:
Ne hakkında konuşmak istiyorsunuz?
Hedef kitlenizin aklındaki bir numaralı soru ne?
Muhtemelen bu iki sorunun cevabı tek ve aynı.
Sıradaki adım, anahtar kelime araştıması: İnsanların arama motorlarında içeriğinizi bulabilmesi için gereken tüm yolları araştırın. İçeriğinize yönlendireceğini düşündüğünüz her şeyi yazın. (Miller bir SEO takımıyla ya da ajansıyla çalışmayan pazarlamacılar için Answer The Public web sayfasını öneriyor.) Sonrasında içeriğinizi optimize edin ve anahtar kelimeleri tüm içeriğe stratejik bir şekilde yayın.
Miller burada long tail-uzun kuyruklu- anahtar kelimeleri (2 veya 3’ten fazla kelime grubundan oluşan anahtar kelimeler) ya da bottom-of-tunnel anahtar kelimeleri (Örneğin; bir alışverişin sonuna geldiğinizde karşınıza çıkan İndirim Kuponu, İndirim Uygula gibi yönergeler.) kullanmayı öneriyor.
“Uzun kuyruklu anahtar kelimeler ne kadar uzun olursa alıcı, satın almaya o kadar yakındır.” diyor Miller. “Bu anahtar kelimeler aynı zamanda çok daha spesifik olduğu için daha az yarış, daha az arama hacmi ama daha yüksek dönüşüm anlamına geliyor.”
Kaynak: http://bit.ly/2wRUOWM
”Efsane Rock İçeriğinin Temel Rehberi” serimizin ikinci içeriğine buradan ulaşabilirsiniz.
