İlham Verici Pazarlama Teknikleri: HubSpot Örneği
HubSpot şirketi Inbound pazarlamanın otoritesi olarak kabul ediliyor. HubSpot’un B2B (şirketler arası) ticaret dünyasında örnek olmasını sağlayan ve şirketi kendi alanında otorite haline getiren unsurun içerik üretimindeki başarısı olduğunu söylemek mümkün.
Küçük ve orta ölçekli şirketlere pazarlama yazılımı satan HubSpot, Cambridge, Massachusetts’de kurulu bir Amerikan şirketi. Şirketin, http://blog.hubspot.com adresinde yer alan Inbound İnternet Pazarlama blogu firmanın pazarlama stratejisinin can alıcı noktasını oluşturuyor.
HubSpot’un kendi blogunda yayınladığı içerikler hem çok fazla sayıda hem de çok geniş bir çeşitlilikte. Ann Handley ve C.C. Chapman’ın Content Rules adlı kitabında belirttiği üzere; Şirketin çok okunan blogu, kurumsal pazarlama konularının ve dilinin hakim olduğu bir blog izlenimi değil de, güncel bir iş dergisi izlenimi veriyor.
İçerik Pazarlaması sektörüne ilham vermesi bakımından HubSpot’un blog yönetimini mercek altına alalım istiyoruz:
HubSpot Blogu Nasıl Çalışıyor?
HubSpot, blogunda her gün en az 3 veya daha fazla içerik yayınlıyor. Blog, HubSpot’un ürün ve hizmetlerini anlatan postlardan değil; takipçilerine fayda sunan içeriklerden oluşuyor. Örneğin; “Arama Motoru Trafiğinizi Artırmak için Google Araçlarını Kullanmanın 3 Yolu” veya “Kit Kat’tan Coca-Cola’ya: 2015’in En İyi Tatil Reklamları” gibi. Blogda zaman zaman “Yaratıcı Firmalardan 10 Akıllıca 404 Error Mesajı” tarzında eğlenceli içeriklere de yer veriliyor.
Bunun dışında, HubSpot’ta yazılı içerikler dışında pazarlama uzmanları ile yapılan söyleşileri, eğitimleri kapsayan video içerikler de var. Değişik konulardaki, haftalık webinarlar da canlı olarak yayınlanıyor.
Blogda düzenli olarak yer verilen, detaylı araştırma ve analize dayanan raporları okuyucuların ücretsiz şekilde indirilebilme imkanı bulunuyor.
HubSpot TV adı verilen canlı podcastlerde ise her hafta, sektörel konular tartışılıyor ve küçük işletmelere ilişkin haberlere yer veriliyor.
HubSpot Academy üzerinden sertifika programlarına, farklı konularda eğitim videolarına ve HubSpot araçlarına ulaşmak mümkün.
Peki İstatistikler Ne Diyor?
Bu kadar fazla zaman ve emeğin harcandığı HubSpot blogunun istatistiklerine de fikir vermesi açısından kısaca bakalım:
-HubSpot’un 30 bin kayıtlı takipçisi var.
-Blogun aylık ziyaretçi sayısı 4.5 milyondan fazla.
-Başarılı blog postlarının yayınlandıktan sonra 3 gün içinde aldığı tık sayısı 5000 ila 10000 arasında değişiyor.
-Blog ziyaretçilerinin %7 ila %10’u HubSpot web sitesini de ziyaret ediyor ve bunlardan %10 ila %20’si müşteri haline geliyor.
-Webinarlar, konusuna bağlı olarak 5000 ila 120.000 arasında katılımcı alıyor. En fazla rağbet gören webinar türü ise “how to / nasıl yapılır” içerikli olanlar.
-HubSpot Youtube videolarının ortalama izlenme sayısı 40 bin.
HubSpot Örneğinden Neler Öğrenebiliriz?
Ürün/Hizmet Pazarlamasına Değil; Müşteriye Odaklanmak: HubSpot firması, blogunda ürün ve hizmetlerinin pazarlamasına değil; okuyucularına ve potansiyel müşterilerinin elde edeceği faydaya odaklanıyor. Dolayısıyla firmanın önceliği de müşterilerinin faydalı bulacağı tarzdaki içerikleri üretmek. Okuyucunun geri bildirimlerinin, görüşlerinin dikkate alınması, online anketlerle müşterilerin beklentilerinin öğrenilmesi de her içeriğin “faydalı içerik”e dönüşmesine yardımcı oluyor.
İçerik Sayısının Yüksek ve Çeşitliliğin Fazla Olması: İçerik sayısının yüksek tutulması hem ziyaretçi sayısını artırıyor hem de bloga bir kez gelen okuyucunun sadık okuyucuya ve sonrasında müşteriye dönüşmesine zemin hazırlıyor. Ayrıca blog postlarının çeşitliliği hemen herkesi kolayca yakalıyor.
Okuyucu ile İlişki Kurabilen İçerikler Üretmek: HubSpot, yayınladığı postlarda okuyucu ile ilişki kurmaya odaklanıyor. İçerikler kimi zaman tartışma yaratacak nitelikte olabildiği gibi, okuyucunun hemfikir olmayabileceği konulardan da oluşabiliyor. Çünkü okuyucuyu içeriği paylaşmaya yönlendirmek kadar; içerikteki fikirleri çevresiyle ve arkadaşlarıyla tartışmaya itmek de önemli. Takipçiler ilgi duydukları içerikleri paylaşmaya, tartışmaya ve referans göstermeye daha çok eğilim gösteriyorlar. Bu da daha fazla okuyucu, daha fazla takipçi anlamına geliyor.
Günlük, faydalı, pratik bilgiler vermek: HubSpot zaman zaman sektöründeki gelişmeleri izleyip, değerlendirmeler yapıyor. Zaman zaman da satış, pazarlamaya ilişkin günlük, faydalı, pratik bilgiler veriyor. Yayınladığı araştırma raporları, sektörel değerlendirmeler firmayı sektöründe “düşünce lideri” olarak konumlandırırken, günlük, faydalı içerikler de takipçi ve firmaya müşteri kazandırıyor.
Okuyucuyu Yönlendirmek: HubSpot, hemen hemen bütün blog içeriklerinde diğer HubSpot blog yazılarına, videolarına, HubSpot ürünlerine veya dış kaynaklara link veriyor. Bu linkler yazı sonunda yer alabildiği gibi, yazı içinde de bulunabiliyor. Dolayısıyla bloga gelen ziyaretçi mutlaka sunulan ürün/hizmetle ilgili daha fazla bilgi almaya veya bir başka içerik okumaya yönlendirilmiş oluyor. İşte, “call to action”ın önemi bu noktada ortaya çıkıyor. HubSpot’un Pazarlamadan Sorumlu Müdür Yardımcısı, call to action linklerinin blogdan web sitesine gelen trafiği 3’e katladığını belirtiyor.
Varsayım mı? Doğru mu?
HubSpot’un blogunda yayınladığı; pazarlama, sosyal medya, içerik, reklamcılık gibi konulardaki yanlış varsayımlar ve bu varsayımların istatiksel olarak doğrulanmasını konu olan bir içerik var. Bunlardan bazılarını aşağıda paylaşıyoruz:
Varsayım: Blogging fazla abartılan, aslında pazarlama açısından çok da etkin olmayan bir araçtır.
Doğrusu: Blogu olan şirketler %55 daha fazla İnternet trafiğine sahiptir ve blogu olmayan şirketlere kıyasla %70 daha fazla yönlendirme alırlar. Şirketlerin %57’si blogu aracılığıyla müşteri edinmektedir.
***
Varsayım: Hiç kimse blog okumuyor.
Doğrusu: Düzenli İnternet kullanıcılarının %65’i blog okuyor. Bu kullanıcıların %46’sı günde ortalama 1 blog, %36’sı ise günde 5 ilâ 10 blog okuyor.
***
Varsayım: Web sitenizi akıllı telefonlara yönelik optimize etmek emeğinize değmez.
Doğrusu: Akıllı telefon kullanıcılarının %74’ü en az bir kez akıllı telefon üzerinden satın alım işlemi gerçekleştirmiştir.
Çalışanların %78’i elektronik postasını kontrol etmek için mobil cihaz kullanmaktadır.
Akıllı telefon kullanıcılarının %40’ı bir mağazada alışveriş yaparken mobil cihazı üzerinden fiyat karşılaştırması yapmaktadır.
***
Varsayım: Sosyal medya büyük markaların, büyük şirketlerin hedef kitlesine ulaşmasına yardımcı olur ama küçük işletmeler açısından herhangi bir etki doğurmaz.
Doğrusu:
-Küçük işletmelerin %57’si sosyal medyanın kendilerine yararlı olduğunu belirtmektedir.
-Twitter kullanan firmalar kullanmayanlara kıyasla 2 kat fazla yönlendirme alırlar.
-1,000+ Twitter takipçisine sahip şirketler 6 kat fazla web sitesi trafiği almaktadır.
-Twitter kullanan firmaların %42’si buradan müşteri elde ettiğini belirtmektedir.
-Twitter kullanan B2B firmaların %39’u; Facebook kullananların %41’i bunlar aracılığıyla müşteri edindiğini belirtmektedir.
***
Sizin deneyimlerinizi ve görüşlerinizi merak ediyoruz! Lütfen bizimle de paylaşmayı unutmayın.
https://twitter.com/icerikbulutu
https://www.facebook.com/icerikbulutu
https://medium.com/@icerikbulutu
***
Bu İçerikler de İlginizi Çekebilir…
İçeriğinizi Pazarlarken Fark Yaratmak… Ama, Nasıl?
Kendinizi Geliştirebileceğiniz Ücretsiz Online Kurslar
İçerik Projeleri İçin 7 Maddede Brief Hazırlama Tüyoları
Motive Edici Çalışma Ortamı Kurmak
