Motive Edici Çalışma Ortamı Kurmak
Kolay gibi görünüyor.
Ancak motive bir çalışma ortamı oluşturmak aslında pek kolay değil. Hatta verimli bir çalışma alanı yaratmak için çoğu kez zevklerinizi ve kişisel tercihlerinizi ikinci plana atmanız gerekebiliyor.
Işığın, renklerin, seslerin ve araç — gereçlerin ortamda hangi şekillerde var oldukları motivasyon üzerinde gerçekten etkili. İş, motive edici bir çalışma ortamı kurmakla da kalmıyor. Motivasyonun devamlılığını sağlamak, verimli çalışmak, konsantrasyonu artırmak gibi unsurlar da devreye giriyor. Bakın, bilimsel araştırmalar ışığında sizi daha üretken kılacak bir çalışma ortamının sırrı hangi küçük değişikliklerde yatıyor.
Güç Bende: Çalışırken Odaya Hakim Durumda Konumlanın
Çinlilerin eski bir yerleşim sanatı olan Feng Shui felsefesine göre, “güç” pozisyonu veya “hakimiyet” pozisyonunda iseniz oda içerisinde kendinizi korunaklı ve güçlü hissedersiniz. Yaklaşan tehlikeleri görebilecek durumda olmak, insanın doğası gereği kendisini daha rahat hissetmesini mümkün kılar. Dolayısıyla, odanın duvarlarından birini arkanıza alarak, oturma yönünüzü –doğrudan olmasa bile- kapıyı görecek şekilde ayarlamanız size bu hissi sağlayacak ve konsantrasyonunuzu artıracaktır. Bu pozisyon Feng Shui felsefesinde ayrıca fırsatlara açık olmayı da sembolize eder.
Açık Pencerenin ve Bitkilerin Öneminin Farkına Varın
Kapalı ortamda soluduğunuz hava dışarıdaki havaya göre en az iki ilâ beş kat kadar daha fazla kirli. Elektronik aletlerin, kimyasal temizlik malzemelerinin, halının neden olduğu hava kirliliği düşündüğünüzden de fazla. O nedenle çalışma ortamınızı mutlaka düzenli aralıklarla havalandırın. Ayrıca, özellikle sabahları temiz havanın, gün ışığının odaya girmesi ruh halinizi iyileştirir ve enerji seviyenizi yükseltir.
Ortama yerleştireceğiniz bitkiler de havanın temizlenmesine yardımcı olacaktır. Görüş açınıza birkaç güzel bitki yerleştirmek konsantrasyonunuzu da artırır.
Ortamdaki Dikkat Dağıtıcı Unsurlara Dikkat!
Freelance mi çalışıyorsunuz? O halde sizi şöyle alalım. Freelance çalışmak demek, özgürce her yerde çalışabilmek anlamına gelse de, aynı zamanda çevrenizde dikkatinizi dağıtacak unsurların daha fazla olması demektir. Eğer evden çalışıyorsanız; televizyon, egzersiz aletleri, birikmiş kirli bulaşıklar, şekerleme yapmaya davetiye çıkaran yatak ve benzeri her türlü dış etken konsantrasyonunuzu azaltacaktır. Bunu önlemek için, en ideal yol kendinize sadece çalışmakla özdeşleştirdiğiniz bir alan yaratmaktır. Böyle bir alan yaratmanız mümkün değilse de, pozisyonunuzu en azından çalıştığınız süre içerisinde dikkatinizi dağıtabilecek unsurları görmeyecek şekilde konumlandırmanız gerekir.
Toplu ofis ortamlarında çalışanlar için de aynısı geçerli. Hangi dış etkenlerin dikkatinizi dağıttığını belirleyin ve gerekli önlemi alın.
Düzen, Düzen, Düzen!
“Dağınık çalışanlar daha zeki”, “dağınıklık ile zeka arasında bağlantı var” denilse de, dağınıklıktan dağınıklığa fark var. İlham verici, verimliliğinizi artıran bir çalışma ortamı yaratmanın ilk başta gelen kurallarından biri, yaptığınız işle ilgili olmayan dağınıklığı ortadan kaldırmak. Bilimsel araştırmalara göre, o dağınıklık aslında sadece fiziksel olarak yer tutmakla kalmaz, zihninizde de yer tutar. Bunun sonucunda motivasyonunuz düşer, yeni fikirlerin ve fırsatların hayatınıza girmesi engellenmiş olur.
Dağınıklığı ortadan kaldırmak için işe azar azar başlamak; örneğin her gün sadece 10 dakika ayırarak bir çekmeceyi, bir rafı yerleştirmek idealdir. Önemli olan diğer husus da, dağınıklığı kaynağından kesmektir. Yani, masanızın üstüne yeni bir şey koymadan önce düşünün. Bu eşya, kitap, dokuman veya her neyse gerçekten işe yarar mı? Güzel mi? İlham verici mi? Bunlara olumlu cevap veremiyorsanız, onu baştan masanıza hiç koymayın.
Yaz Tahtaya!
Size önceliklerinizi ve yaptığınız işi neden yaptığınızı hatırlatacak unsurların etrafınızda olması motivasyonunuzu artırır. Bunun için, görebileceğiniz bir yere neler yapmanız gerektiğini not ettiğiniz bir yazı tahtası veya mantar pano asmanız önerilmektedir. Sevdiklerinizin veya güzel vakit geçirdiğiniz bir tatilin fotoğraflarını görüş açınıza yerleştirmek de motivasyonunuzu yükseltecektir. Sevdikleriniz için çalışıyor olmak, işlerinizi tamamlayınca yine tatile gidebilecek olmak sizi yaptığınız işe motive eder.
Ofis ortamında verimli şekilde çalışabilmek için neler yapmanız gerektiğini sıraladık. Bir de yapmamanız gerekenler var. Bakın onlar da neler?
Duvarda yumuşak tonlar “in”, canlı renkler “out”: Canlı renkler dikkati dağıtır. Bu nedenle ofislerin veya çalışma odalarının duvarlarının bej, krem gibi yumuşak tonlarla boyanması tercih edilmelidir. Ortama canlılık katmak için ise abartmadan, sadece birkaç aksesuar canlı renklerde seçilmelidir.
Bozulan, kırılan eşyaların tamirini ertelemek ya da ertelememek: Kullandığınız, yararlı eşya ve aksesuarların tamirini geciktirmeden yaptırın. Araştırmalara göre, bu tür küçükmüş gibi duran ertelemeler aslında zihninizde büyük yer kaplar. Eğer bozulan veya kırılan eşya için “zaten kullanmıyordum” diyebiliyorsanız, tamire göre yok, dağınıklık yaratan unsurlardan biri eksilmiş demektir.
Çalışma ortamı müze değil: Çalışma ortamının duvarlarına çok fazla sayıda tablo asmak önerilen bir dizayn şekli değildir. Fazla sayıda tablonun dikkati dağıttığı, ofis ortamını amacından uzaklaştırdığı düşünülmektedir. Belki bir, en fazla iki tabloyu asmaya izinlisiniz.
Toplu ofis ortamlarını da unutmadık. Üretkenliği teşvik eden, motivasyonu artıran ortak bir çalışma ortamı bakın nasıl olmalıymış?
-Toplu çalışma ortamları çalışanların hem birbirini rahatsız etmeyecek şekilde hem de birbirleriyle iletişim içerisinde olabilecekleri biçimde dizayn edilmeli. Çalışanların birbirleri ile sohbet etmesine, fikir teatisinde bulunmalarına yönelik alanlar ne kadar fazla ise yaratıcı fikirler de o oranda fazla olur. İzole bir ortamda bulunan bir çalışanın motivasyonu ve verimliliği daha düşüktür.
-Şirket yöneticileri size sesleniyoruz! Çalışanların ara atıştırmalıklar için ulaşabilecekleri zengin bir buzdolabı olması önemli. Tabii ki, bu buzdolabının içi abur cuburla değil de; enerji veren, sağlıklı atıştırmalıklarla dolu olmalı. Artık içeriğine siz karar verin!
-Duvara çok fazla tablo asmama kuralı toplu ofis ortamları için de geçerli. Tek istisnası ise toplantı odaları. Çalışma alanlarına değil de, toplantı odalarına resim, fotoğraf veya sanat eserleri asmak çalışanların yaratıcılığını artırmakta etkili.
-Mobilya seçimi önemli. Belki Google ofislerinden bu konuda ilham alınabilir. Çalışanları gün boyu sandalyeye mahkum etmeden, yeri geldiğinde rahatça oturulabilecek, hatta uzanılabilecek koltuk ve minderler olmalı.
-Müziğin üretkenlik ve konsantrasyon üzerindeki büyük etkisini dikkate alın. Elbette herkesin zevkine ve tercihine uygun ortak müziği bulmak zor. Çalışanlarınıza yönelik yatırımlarınızdan biri de şık, konforlu kulaklıklar olsun.
Şimdi sizi büyük markaların göz alıcı ofis dizaynları ile bir süre baş başa bırakıyoruz…
Coca-Cola Londra Ofisi
Skype İsveç Ofisi
AirBNB Portland Ofisi
Google Londra Ofisi
Walmart Sao Paulo Ofisi
Evernote California Ofisi
Saatchi & Saatchi Bangkok Ofisi
Beats By Dre Ofisi
Çalışma ortamınızda nelerin olması ve nelerin olmaması gerektiği konusunda en azından genel hatlarıyla fikir sahibi olduğunuza göre, artık bir an önce gerekli değişiklikleri yapmak üzere harekete geçebilirsiniz. Vakit nakittir.
Kolay gelsin!