Ücretli Reklamların Trafiğinizi Artırmamasının Bir Numaralı Sebebi
Başarısız olacağı en başından belli olan bir ücretli reklam kampanyasına para harcamak pek de sağlam bir büyüme stratejisi değildir. Online reklamlara bir anda hücum eden şirketler sürekli aynı sorun nedeniyle başarıya ulaşamaz: hitap ettikleri kitle tarafından bilinmemek. Markaya güven henüz oluşmadığı ve kitle markayı tanımadığı için ücretli reklamlardaki tıklama başına maliyet oldukça yüksektir ve yükselmeye de devam eder.
Bu içeriğimizde birçok markanın içine hapsolduğu ücretli reklam döngüsünden bahsedeceğiz ve bu döngüden kurtulup reklamlara ödenen paraları trafiğe dönüştürmenize yardımcı olacak çözüm önerileri sunacağız. Keyifli okumalar!
Ücretli reklamlar özelikle yeni kurulan şirketler ya da yeni ürünlerini tanıtmak, yeni pazarlara girmek isteyen şirketlerin ilk başvurdukları çözümdür. Girişimlerin yanı sıra pazarlama dünyasının genelinde gerçekleşen bir senaryodur bu: şirketinizin CEO’su, CMO’su ya da kurucusu yeni bir ürünleri/hizmetleri olduğunu ve bunu duyurmanız gerektiğini söyler.
Herkesin aklına ilk gelen çözüm önerisi ise hep aynıdır: ücretli reklam. Böylelikle hem markanın adını duyurabileceklerini hem de ürünü tanıtarak trafik elde edebileceklerini düşünürler. Aslında bu yöntemin pek de işe yaramadığı ancak “Nasıl gidiyor duyuru çalışmaları?” diye bir soru geldiğinde anlaşılır.
Kısır Döngü
Elinizde yeni bir şirketin kampanyası var. Kampanyanın amacı bir ürün satmak ya da o ürünün tanıtımını yapmak, bir web sayfasına ya da web sitesine ziyaretçi çekmek ve bu ziyaretçileri müşteriye dönüştürmek. Bu amaca ulaşmak için Facebook ve Instagram reklamları satın alırsınız, LinkedIn ve Twitter’da da şansınızı denersiniz. Muhtemelen Google Display Network ve AdWords de kullanıyorsunuzdur. Tüm bunların amacı web sitenize trafik çekmek ve ziyaretçileri müşteriye dönüştürmektir.
Kampanyanız yeni olduğu için kullandığınız bu reklamlar tıklama başına yüksek bir maliyete sahip olur. Reklam verdiğiniz platformlardan hiçbiri kampanyanıza ya da şirketinize aşina değildir. Dolayısıyla yüksek etkileşim aldığınızı kanıtlayana kadar bu platformdaki reklamlarınız tıklama başına normalden daha yüksek bir fiyata mal olur. Fakat bununla da bitmez ve kanıtlamaya fırsatınız olmadan düşük etkileşim alır, düşük tıklama ve dönüşüm oranı elde edersiniz.
Peki ya bunun sebebi nedir?
Bu platformlardaki tüm görüntülenme ve tıklanma oranları az olduğunda reklamları daha fazla insana gösterme maliyeti artar ve sonuç olarak bu reklamlardan kar elde etmek gittikçe zorlaşır. Bu sorunlarla karşılaşmanızın temel sebebi ise
– Ulaşmaya çalıştığınız kitlenin sizi daha önce hiç duymamış ve tanımıyor olması,
– Markanıza ya da ürününüze güvenmiyor ya da sempati duymuyor olmasıdır.
Bu sebepler yüzünden internet kullanıcıları reklamlarınıza tıklamaz ya da sitenizi ziyaret etmez; dolayısıyla tıklama başına olan yüksek maliyet de düşmez ve reklam kampanyalarınız para kazandırmak yerine zarar ettirir.
Çözüm?
Bu durumu çözmenin tek bir yolu var: reklamlara yüklü paralar ödemeden önce hedef kitleniz tarafından tanınmak.
Organik trafiğe yatırım yapmak, markanızın tanınırlığını artırmak için en iyi başlangıçtır. Ürünlerinizi ya da hizmetlerinizi en beklemedikleri anda insanların önüne reklam olarak çıkarmaktansa okuyucuya ya da izleyiciye fayda sağlayacak, kar amacı gütmeyen içeriklere yatırım yapabilirsiniz.
Markanızın web sitesinde ya da bloğunuzda paylaştığınız bir içerik, bilgi almak isteyen bir ziyaretçiye fayda sağlamış olur. Bu sayede o ziyaretçi hem markanızı tanıyarak sizden haberdar olmuş olur hem de sunduğunuz bir ürüne ya da hizmete ihtiyaç duyduğunda o ziyaretçinin aklına gelen markalar arasında yer alırsınız. Sitenizi ziyaret eden internet kullanıcıları sizden haberdar olmaya başladıkça ücretli reklamlarınızın tıklama oranları da artacaktır.
Bahsettiğimiz yöntemleri uygulayarak hem içeriklerden hem de reklamlardan kazandığınız ziyaretçileri müşteriye dönüştürebilir, tüm yatırımlarınızın geri dönüşünü artırabilirsiniz.
Kaynak: https://moz.com/blog/why-paid-ads-fail
