Pek Bilinmeyen Trafik Kaynağı : Pinterest
Trafik… Bir site için en değerli metriklerden bir tanesi. Öncelikle sitemize trafik çekebilmeliyiz ki daha sonra bunu dönüştürebilelim, hem kullanıcı hem de kendimiz için en yüksek faydayı sağlayabilelim. Ancak trafik bazen sandığımız kadar da hızlı yükselen bir metrik değil. Çünkü trafik çekmek istediğimiz siteye göre kanallar da değişiklik gösteriyor.
Her zaman için en değerli iki trafik kaynağı direkt ve arama trafiği olsa da bazı siteler için dinamikler değişebiliyor ve birincil trafik kaynağı sosyal medyaya dönüşebiliyor. Örneğin sosyal medyada takipçisi ve etkileşimi yüksek bir sayfanın Facebook, Twitter ya da Instagram’dan getirdiği trafik, direkt ya da arama trafiğinden çok daha yüksek olabilir. Çünkü paylaşımlarla etkileşime geçecek büyük bir kitle orada hazır bekliyordur. Yeter ki doğru içeriği üretin ve doğru bir şekilde sunun.
2018’in başlarına kadar sosyal medyanın en değerli trafik kaynaklarından bir tanesi Facebook’tu. Yayıncılar için Facebook’tan elde edilen trafik çok değerliydi, çünkü sosyal ağlar içerisinde kullanıcının alışık olduğu bir deneyimle trafik geliyordu. Ancak 2018’in başında Facebook’un gerçekleştirdiği algoritma değişimi ile birlikte sayfalar ikinci plana atıldı. Ailemiz, arkadaşlarımız ve takip ettiğimiz kişilerin paylaşımlarına haber kaynağında daha fazla yer verilmeye başlandı. Durum böyle olunca yayıncıların takipçilerine erişimi %80’e yakın bir oranda geriledi. Erişim olmayınca tıklama gelmedi, tıklama gelmeyince sitenin Facebook’tan gelen trafiği de düşmüş oldu.
Twitter’a baktığımızda her ne kadar Facebook’tan daha stabil olsa da eğer haber sitesi ya da influencer değilseniz trafik elde etmek zaten oldukça zordu. Twitter da “Arkadaşın bunu beğendi.” konsepti ile takip ettiklerimizin paylaşımlarını, beğenilerini ve RT’lerini daha fazla göstermeye başladı. Böylece yine yayıncılar ikinci plana atılmış oldu.
Gelelim Instagram’a. Instagram bir gözbebeği. Çünkü story’lerle birlikte doğrudan trafik çekebileceğimiz bir hale geldik. “Yukarı kaydır.” diyerek takipçilerini sitelerine yönlendirebilen 10 binin üzerinde takipçili hesaplar hızlı bir şekilde trafik üretmeye başladı. Daha öncesinde yayıncıların, özellikle büyük yayıncıların en büyük problemlerinden bir tanesiydi bu. Instagram’da sadece post paylaşarak ve “Link profilde” diyerek takipçileri bir şekilde tıklamaya yönlendirmeye çalışıyordu. Artık durum değişti. Eğer 10 binin üzerinde takipçiniz varsa hikayelere link ekleyerek takipçileri sitenize çekebilmeniz mümkün hale geldi.
Bana göre artık sosyal medyanın en iyi, doğru değerlendirildiğinde ve kullanıldığında en sağlam trafik kaynağı Instagram. Hızlı bir şekilde kullanıcıya erişebiliyor, doğru C2A’lerle onu sitemize çekebiliyoruz.
Ancak sosyal medyadan elde edilen trafikte genellikle hemen çıkma oranları yüksek, sayfa/oturum ise düşük oluyor. Bunun nedeni ise kullanıcıyı içeriye aldıktan sonra ona gerçekten bütünleşik bir dünya sunamamak ya da onu sitede tutacak özelliklere sahip olamamak. Tabii ki bu bambaşka bir yazının konusunu.
Ben bu yazıda sizlerle şimdiye kadar düşünmediğiniz, düşünmeye başladığınız anda farkı görebileceğiniz bir başka sosyal ağdan bahsetmek istiyorum: Pinterest.
Pinterest’e de kim giriyor ki ya?
Pinterest’e sosyal ağ demektense bir arama motoru demek istiyorum çünkü kullanıcılar tarafından oluşturulan içerikleri rahatlıkla arayabildiğiniz, etiketler kullanabildiğiniz ve neredeyse her konuya dair arama karşılığında bir içerik bulabildiğiniz enfes bir platform. Pinterest’i kullanıp birkaç board oluşturmuş olanlar Pinterest’e daha yakın hissedebilir. Aslında gerçekten faydalanılması gereken bir site.
Bunun nedenlerinden bir tanesi Pinterest’in görsel arama konusunda sizi bir adım öteye götürecek olması. Sitenizden yaptığınız pinler yalnızca Pinterest’te değil aynı zamanda Google Görseller’de de listeleniyor ve bu sayede organik bir şekilde trafik alıyorsunuz. Site içinde yapılan aramalardan da aynı şekilde sürekli olarak trafik gelebiliyor. Peki Pinterest’e gerçekten kimler giriyor? İşte, burası size güven vermeyebilir. Çünkü kendi alışkanlıklarınızla değerlendiriyor olabilirsiniz. Aylık 250 milyon kişi Pinterest’i kullanıyor. Yeni üyeliklerin %50’sinden fazlası ise erkeklere ait. Yani Pinterest kadınların sıklıkla kullandığı bir platform olmaktansa erkeklerin de dahil olduğu bir platform olmaya doğru evriliyor.
Hangi siteler Pinterest’ten faydalanmalı?
Bence tüm siteler… Eğer ürünlerinizi sergiliyorsanız, fotoğraf çekiyorsanız, yemek yapıyorsunuz, yayıncılık yapıyorsanız Pinterest’i kullanmamak büyük bir hata olur. Özellikle yemek tarifi siteniz varsa… Çünkü Google Görseller’de yapılan bir aramada Pinterest sayesinde hızlıca yukarı çıkabilirsiniz.
Bu konuda 2015-2016 yıllarında bir yemek sitesinde freelance olarak çalışırken elde ettiğim metrikleri sizinle paylaşmak istiyorum. Site Türkiye’nin en eski yemek & gastronomi sitelerinden bir tanesiydi. (Şu anda kapandı.) Site üzerinden her ay 30 adet pin yapıyordum. Bu pinleri kategorilere bölmüştüm. Örneğin 1 ay boyunca yalnızca kek tariflerini, 1 ay boyunca yalnızca pasta tariflerini pinliyordum. Pinterest’e çılgınlar gibi zaman ayırmasam da her gün Buffer üzerinden bir pini planlıyordum.
Ay sonunda raporlara bakarken ben ve iki yöneticim de şaşkınlığımızı koruyamamıştık. Çünkü Facebook’tan gelen trafiğin 3 katı oranında trafiği Pinterest’ten çekiyorduk. Bu da demek oluyordu ki Pinterest bizim için değerli bir trafik kaynağıydı, sitemiz için doğru bir yayılım kanalıydı. Pinterest’i daha da detaylı bir şekilde kullanmaya başladık ve Pinterest trafiğinin hızlıca artmaya devam ettiğini gördük. Ne kadar heyecan doluydu o zamanlar, bir bilseniz…
Pinterest hemen faydasını gösterir mi?
Pinterest trafik açısından oldukça faydalı olsa da operasyon süreci diğer ağlardan daha problemli olabiliyor. Çünkü sitenizde o içeriği açmalı, görseli pinlemeli ya da içeriğin kendisini pinlemeli, uygun board’lara atmalı ve doğru bir açıklama yazmalısınız. Yemek tarifi paylaşıyorsanız yemek tarifinin adını yazmalı, etiketlerle desteklemelisiniz.
Tamam, bunları yaptınız. Süpersiniz. Peki, trafik hemen gelmeye başlıyor mu?Pinterest’i‘evergreené olarak tabir ettiğimiz bir çalışma olarak görmelisiniz. Ona yatırım yaptıkça o sizi beslemeye devam edecek. Özellikle dönemselliği kaçırmamanız çok önemli. Yılbaşı, Sevgililer Günü gibi özel günlere dair pinler yaparak aramalarda hızlıca yerinizi almalısınız. Pinterest çalışmalarına başladıktan minimum 3 ay sonra geri dönüş almaya başlayacaksınız. Üzerine düştükçe ve o alanı doğru değerlendirdikçe Twitter ve Facebook trafiğinizden çok daha fazlasını Pinterest’ten almanız mümkün.
Bu tam olarak bir seçim. Facebook, Twitter ve Instagram’ı kendi iletişim kanallarınız olarak seçebilir ve buna bağlı olarak içerik paylaşımları yapabilirsiniz ya da bu ağlardan bir tanesinin sizin markanıza gerçekten faydası olmadığını belirlersiniz ve Pinterest’e yönelirsiniz. Sadece yemek tarifi paylaşan bir markanın Twitter’dan elde edebileceğinden çok daha fazlasını Pinterest’ten elde edebileceğini unutmaması gerekiyor. Çünkü Twitter’ın bambaşka bir dinamiği var.
Ağa göre hareket etmeniz, ona özel içerikler üretmeniz ve gerçekten ağdan elde edebileceğiniz faydayı maksimumda tutmanız çok önemli. Aksi halde sürekli olarak yarım yamalak yapılan iletişimler, beklentilerinizden düşük bir trafik ve kötü sonuçlarla karşılaşabilirsiniz.
Toparlarsak;
– Kendinize en uygun ağların hangileri olduğunu belirleyin
– Görselliğin ön plana çıktığı bir markanız / işiniz varsa Pinterest’i asla es geçmeyin
– Pinterest’e önem verin, o ağı gerçekten hakkını vererek kullanın
– Raporları daima kontrol ederek dönüşümleri, elde ettiğiniz trafiğin değerini belirleyin
Şimdiden harika bir trafik akışı diliyorum.
Okuma Önerileri
Facebook, Youtube, Instagram… Hangi Sosyal Medya İçeriğine Daha Çok İhtiyacınız Var?
Markanızın Sosyal Medya Etkileşimini Arttırmak İçin İpuçları