Uzun Düşün Kısa Yaz
Bir fikir, marka, ürün ya da herhangi bir konu ile ilgili bir yazı yazmak için öncesinde internette araştırma yaparız, eğer evde o konuyla ilgili kitaplar olduğunu düşünüyorsak onlara bakarız, gerekirse kütüphaneye gideriz. Yazılacak konuya ilişkin gerekiyorsa konuların uzmanları ya da konu hakkında yaşanmış hikayeleri olan kişilerle görüşürüz; onların fikirlerini alır, başlarından geçenleri dinleriz. Sonra oturur kendi belleğimizi kurcalar ve yazmaya başlarız. Bunlar, içerik yazarının artık ezberlediği birtakım ön çalışmalar.
Buraya kadar bir problem yok. Lakin genellikle yanlış bilinen bir konu var. Başarılı bir içerik, en fazla kelimeyi kullanarak, lafı en iyi şekilde dolandırabilen metin olarak algılanıyor. Oysaki önemli olan kısa ve öz olarak söylemektir. Net ifadelerle, anlatılmak istenileni yazıya dökmektir. Fazla kelimelerle anlattığınız şey daha iyi anlaşılmıyor. Bunu unutmayın! Sadece laf kalabalığı yapmış oluyorsunuz ve muhtemelen yazınız da sonuna kadar okunmuyor. Böylece de yazının konusu anlaşılamadan kalmış oluyor. Hem neyi, ne şekilde yazdığınız öğrenilemiyor hem de okuyucunuzda, zamanını boşa harcamış hissi, bırakıyorsunuz ve bu, bir yazar için iyi bir şey değil.
George Lois, “Olağanüstü Tavsiyeler (yetenekli kişiler için) İçinizdeki Yaratıcı Potansiyeli Ortaya Çıkarmanın 120 Yolu” isimli kitabında 11. tavsiyeyi Abraham Lincoln’ün bir sözünü örnek göstererek yapıyor. Lincoln 1863’te yakın bir arkadaşına uzun bir mektup yazar ve mektubun sonunda üzerinde düşünüp düzenlemeye zamanı olmadığı için “Kusura bakma, zamanım olmadığı için sana daha kısa bir mektup yazamadım.” sözleri ile bitirir. Düşünüyorum da toplu olarak gönderdiğim biraz uzun bir e-mail’in sonuna böyle bir cümle eklesem çoğu kişi ne dediğimi ya anlayamayacak ya da ne demek istediğimin üzerinde bile durmayacak. Tabi bu sıradan bir “Lafı da çok uzattım, siz anladınız benim demek istediğimi.” türünden bir bitiş cümlesi olmamalı.
Metni kısa yazıp işin özünü vermek için de “En iyi metin, kısa metindir, demiyoruz.” Konunun gerektiği kadar kelime kullanmak kafidir. Tabi ki bunu yapabilmek, uzun bir metin yazmaktan daha zordur. Öncelikle konu hakkında yeterli araştırma yapıp ne yazacağınız ile ilgili bir çerçeve oluşturmanız gerekir. Her şey planlandıktan sonra, ancak o zaman kalemi/klavyeyi elinize alıp yazmaya başlayabilirsiniz. Her şey hazırsa işin kolay kısmı, yazıyı yazdığınız andır. Kafanızda oluşan metnin kelimeleri bir bir dökülmeye başlar. Bol araştırmalı, az kelimeli, net anlatımlı metinlerin daha değerli olduğunun anlaşıldığı uzun düşün kısa yaz ilkesinin benimsendiği günlere…
1 yorum var
Güzel yazıydı. Elinize sağlık.