Yapay Zeka Üretimi İçeriklere İnsan Dokunuşu: Neden ve Nasıl Yapılmalı?
Geçtiğimiz aylarda, dünyaca ünlü dijital pazarlama uzmanı Neil Patel, yapay zeka üretimi içerik ile insan eliyle hazırlanan içeriklerin trafiğini karşılaştıran bir araştırmasını paylaştı. 744 makale üzerinden yürütülen araştırmada istatistikler insanların oluşturduğu içeriklerin yapay zeka üretimlerine kıyasla çok daha fazla trafik çektiğini gösteriyor. Şaşırdık mı? Aslında bazılarımız şaşırmış olabilir.
Birçok kişi için, bazı komutlar sonucu ortaya çıkan yapay zeka üretimi içerik şaşırtıcı derecede iyi olabilir. Ancak eminim ki bu durum ancak söz konusu kişi bu içeriği kendi içeriği gibi paylaşacaksa geçerli. Çünkü kafasında kendi yazacağı metinle karşılaştırıyor. Bu kişilerin bir okur olarak bu içeriklere aynı derecede iyi not vereceğini düşünmüyorum.
Araştırmanın sonucunda da gördüğümüz gibi kimse sürekli yapay zeka üretimi içerikleri okumak istemiyor. Yapay zeka ile üretilen içerikler 4 kat daha az zaman almasına rağmen insanların ürettiği içerikler 5 kat daha fazla trafik alıyor.
Bu durumun sebebi ortada: Yapay zeka ile üretilmiş içeriklerin zaman konusundaki avantajına rağmen, düşünme ve yazma etkinliğini tamamen yapay zekaya bırakmak okurla temas noktasını kopararak içeriğin içini boşaltıyor.
Bilgi aktarımından ziyade anlamlı hikayeleri okumak ve tüketmekle ilgileniyoruz. Okuduğumuz teknik içerikler bile bizim hayatımızdaki hikayeye bağlanabildiği yerde ilgi çekiciliğini koruyor. Okuduğumuz çoğu içerikte, kendimizi bu hikayelerin merkezinde hissetmeye, yazarın duygularına ortak olmaya meyilliyiz.
Yapay zeka üretimi içerik bize yaratıcılık, üretkenlik ve işlevsellik açısından birçok fayda sağlamaya başlamış olsa da konu içerik üretimi olduğunda bir adım geriye gidip bu durumun olası sonuçlarını değerlendirmekte fayda var. Gelin önce bu içeriklerin teknik olarak nasıl oluştuğuna bir göz atalım. Bu bize bu araçları sağlıklı kullanma konusunda bir ilham verebilir.
Yapay Zeka Araçları Nasıl Çalışır?
Yapay zeka hakkında sürekli konuşuyoruz. Hayatımızın her köşesine sızan ve neredeyse her sektörü köklü bir şekilde dönüştüren bu teknoloji, düşünme ve çalışma şekillerimizi de temelden değiştiriyor. Bu yüzden, yaşamımızın bu kadar içine girmiş olan bu ileri teknolojinin nasıl işlediğini anlamamız gerekiyor.
Yapay zeka, kendi zekamıza benzer özellikler gösteriyor gibi görünse de aslında oldukça farklı bir mekanizma ile çalışıyor. Yapay zeka sistemleri insan beyni gibi düşünebilme, öğrenme ve karar verme yeteneklerine sahip, evet. Ancak, duygusal tepki verme ve empati kurma yeteneğine sahip değil. İnsanlar duruma özgü yaratıcı çözümler üretip bu çözümleri etkili bir şekilde uygulayabiliyorken yapay zeka sistemleri, genellikle önceden tanımlanmış parametreler, algoritmalar ve veri setleri ile çalışıyor.
Bu sistemler, öğrenilen veri ve örneklerden yola çıkarak kararlar alabilir, ancak bu süreçler genellikle katı ve tekrarlanabilir oluyor. Spontane ve duruma özgü yaratıcılığı içermiyor.
Dolayısıyla insan beyninin gösterdiği esneklikten ve duygusal derinlikten de yoksun.
İnsan beyni; soyut düşünme, duygusal değerlendirme ve geniş kapsamlı bilişsel işlemlerle her türlü yeni duruma anında adapte olabildiği için içerik üretimi konusunda da daha başarılı. En azından şimdilik.
Biz daha az veriyle, duygusal bağlamlar ve kişisel tecrübeler yoluyla öğrenebiliyoruz. Yapay zekanın öğrenmesi ise büyük miktarda veri gerektiriyor. Bu veriler, yapay zeka modellerinin “deneyim” olarak kullandığı şeyler aslında. ChatGPT gibi araçlar verilen veri üzerinde tekrar tekrar çalışarak, doğru sonuçları nasıl vereceğini öğrenir.
Örneğin, ChatGPT’nin bir kedi fotoğrafını tanımayı öğrenmek için binlerce kedi resmi görmesi gerekebilir. Her bir resimle, sistem resimdeki desenleri, şekilleri ve renkleri analiz eder ve bu bilgileri, gelecekte karşılaşabileceği benzer görselleri tanıma konusunda kullanır. Bu, biz insanların birkaç örneği gördükten sonra bir kedi veya köpek tanıyabilmesinden oldukça farklıdır. İnsan zekası, görsel ipuçlarını hızlı bir şekilde genelleyebilir ve daha önce hiç görmediği bir hayvan türünü bile tanıyabilir.
Yapay zekanın bu şekilde çalışması, onun bazı alanlarda bizlerden daha hızlı ve daha doğru olmasını sağlasa da bu süreç aynı zamanda yapay zekanın sınırlarını da gösteriyor. Daha önce karşılaşmadığı veri türleri söz konusu olduğunda, çoğu zaman yapay zeka beklenen performansı gösteremeyebiliyor. İşte bu yüzden yapay zekanın nasıl çalıştığını derinlemesine anlamak, onun potansiyelini ve kısıtlı olduğu alanları daha iyi kavramamıza yardımcı olur.
Yapay Zeka Üretimi İçerik Nasıl Anlaşılır?
Robotik, tekdüze, ve derinlikten yoksun… Girdiğiniz komutun detayına göre değişiklik gösteren bu içerikler genellikle belirli kalıplar ve algoritmalar doğrultusunda oluşturulduğu için insan üretimi içerikler kadar nüanslı ve duygusal derinlik taşımıyor.
Detaylı bir komutla oluşturulmamış yapay zeka üretimi içerik (bu araçları kullanan çoğu kişinin komut girmenin inceliklerine hakim olmadığını göz önünde bulundurursak) gördüğünüz anda anlaşılıyor. Genellikle dil bilgisi ve yazım açısından doğru olmasına rağmen, içeriklerde hata olan yerlerde farklı yerlerde aynı imla yanlışları veya anlatım bozuklukları oluyor. Eksik veya genel komutlar verildiğinde ise yapay zeka genellikle kalıplara dayalı, tekrar eden veya yüzeysel metinler üretme eğiliminde oluyor. Unutmayın; yapay zeka üretimi içerik, dilin ve ifadenin inceliklerini tam olarak kavrayamayabilir. İçerikte bazen mantıksız veya anlamsız cümle yapıları, tekrar eden ifadeler ve klişeler görülebilir.
Genellikle basit ve tekrar eden yapılar gösteren bu içerikler bazı pratik uygulamalar için ideal olabilirken özellikle edebiyat, sanat ve diğer yaratıcı alanlar gibi insan dokunuşu ve yaratıcılığını gerektiren alanlarda tam anlamıyla istenen sonucu vermeyebilir. Yapay zeka araçları taklit etme konusunda iyi olsa da anlam bütünlüğünü koruyan içerikler ve kompozisyonlar oluşturması zordur.
Aynı zamanda yapay zeka modelleri, eğitildikleri veri setlerine dayanarak içerik üretirler. Bu nedenle, üretilen içeriğin kalitesi ve doğruluğu, kullanılan veri setinin kalitesine ve kapsamına doğrudan bağlıdır. Yapay zeka üretimi içerikler, veri setlerindeki örneklerden öğrendikleri kalıpları yansıtır, bu yüzden bazen tekrar eden veya tahmin edilebilir ifadeler içerebilirler. Dolayısıyla bu içerikler genellikle özgün düşünce veya derinlemesine yaratıcılık içermez.
Bir diğer önemli nokta ise yapay zeka tarafından üretilen içeriği anlamak için, bu içeriğin nasıl ve hangi verilerle üretildiğini, hangi algoritmaların kullanıldığını ve hangi sınırlamalara sahip olduğunu dikkate almalısınız. Bu bilgiler, ürettiğiniz içeriklerin hangi durumlarda kullanılabileceğini belirlemenize olanak tanır.
Yapay Zeka Üretimi İçeriklere Neden İnsan Dokunuşu Yapmalısınız?
Eğer bilimsel, teknik, hukuki metinler gibi detaylı uzmanlık bilgisi gerektiren içerikler hazırlıyorsanız, özellikle kendi alanınıza özet ve güncel bilgiler sağlayan yapay zeka araçlarını kullandığınıza emin olmalısınız. Aksi takdirde yanlış veya eksik bilgiler içeren veri setleri ile eğitilmiş yapay zeka araçlarını kullanabilir ve bu bilgilerden faydalanacak kişilerin hayatını, yatırımlarını, varlıklarını tehlikeye atabilirsiniz. Teknik içerikler muhakkak konu hakkında uzman olan kişilerin gözetiminde hazırlanmalı.
Diğer yapay zeka üretimi içeriklere neden insan dokunuşu gerektiğini inceleyecek olursak cevap aslında ortada: Yapay zeka, öğrendiği veri setlerinin sınırları içinde kalarak içerik oluşturur. Genellikle bağlamı ve nüansları tam olarak kavrayamaz. Aynı zamanda konu ile ilgili deneyim aktarımı yapamaz ve okuyucu ile duygusal bir bağ kuramaz. Bir gezi rehberi hazırladığınızı düşünün. Örneğin gittiğiniz yerlerin nasıl koktuğunu, şehrin esintisini veya o bölgeye özel bir çiçeğin kokusunu tarif ediyorsunuz. Bu ifadeler kişide duyusal bir uyarılma yaratığı için bütünüyle duygusal bir etki de yaratacaktır.
SEO uzmanı Tuğçe Durmuşoğlu’nın ChatGPT ile yaptığı denemeye de göz atmanızı tavsiye ederim:
Yapay zeka üretimi içeriklere insan dokunuşu yapılması, bu içeriklerin sadece daha doğru ve güvenilir olmasını sağlamakla kalmaz, aynı zamanda daha derin, etkileyici ve kullanıcı odaklı hale gelmesine de katkıda bulunur. Bu araçlar, komutlarda içeriğin hedef kitlesinin kim olduğunu girseniz de o hedef kitlenin kültürel ve sosyal bağlamını anlamada yetersiz kalacaktır.
Hedef kitlenizin ”90’lar çocukları” yani Y kuşağı olduğunu düşünelim. Hazırladığınız içeriklerde henüz internetin olmadığı bir Türkiye’den sadece o yıllarda Türkiye’de çocuk olmuş kişilerin bildiği nostaljik televizyon programlarından, o programlarda geçen bazı cümle kalıplarından veya atıştırmalıklardan bahsedeceksiniz. Yapay zeka araçlarının eğitildiği veri setlerinde bu bilgilerin bir kısmı var olabilir elbet. Ancak bu bilgiler 90’lar çocuklarında nostalji duygusunu tamamıyla yarabilecek kadar derin bilgi ve bağlama sahip olmayacaktır. Dolayısıyla hazırlayacağınız içeriğin okuyucu ile duygusal bağ kurabilme potansiyeli de düşecektir.
İnsanlar, kültürel, sosyal ve duygusal bağlamları anlayarak içeriğin daha derinlemesine ve etkileyici olmasını sağlar. Böylece yapay zeka üretimi içeriklerde insan dokunuşu, içeriğin daha zengin ve anlamlı hale gelmesine olanak tanır. Eğer yapay zeka üretimi içerikleri pazarlama hedeflerinize ulaşmak için kullanacaksanız, yapay zeka araçları size hazır şablonlar ve yaratıcı fikirler sunarak iş süreçlerinizi hızlandırabilir. Ancak, tamamıyla hiç düzenlenmeden bu metinleri kullanmanızı önermiyoruz. Bu sizin bir yayıncı olarak güvenilirliğinizi azaltacaktır.
Yapay Zeka Üretimi İçeriklere İnsan Dokunuşu Nasıl Yapılmalı?
Bütün eksi taraflarına rağmen yapay zeka üretimi içerik çıktılarının etkileyici olduğunu kabul etmemiz gerek. Ne kadar özelleştirilmiş ve hedefinize uygun detaylı bir komut girerseniz, sonuç olarak çıkan yapay zeka üretimi içerik o kadar etkileyici ve hedeflediğiniz sonuca yakın olacaktır. Ancak yapay zeka araçlarının bir yazar olarak değil, bir yazar asistanı olarak çok daha başarılı olduğunu kabul etmek gerek.
Bu araçlar içeriği yazmaya başlarken yaşadığınız yazar direncini kırabilir, size fikir vererek başlama sürecini hızlandırabilir. Aynı şekilde içeriğin devamında ele almak istediğiniz konuları aklınızdaki şekilde nasıl ifade edeceğinizi yapay zeka aracına sorarak ilham alabilirsiniz. Aklınızdaki konuları belli bir düzene göre organize edebilirsiniz. İçerik üretimi bittikten sonra içeriklerinizi nasıl optimize edebileceğiniz hakkında ipuçları alabilirsiniz. Eğer bu konuda daha fazla bilgi almak istiyorsanız ‘’ChatGPT ile İçerik Optimizasyonu için 25 Prompt Önerisi’’ içeriğimize göz atmanızı öneriyoruz.
Eğer yapay zeka üretimi içerik konusunda kendinizi geliştirmek ve bu araçlarla hazırlanan içeriklere nasıl insan dokunuşu yapacağınızı merak ediyorsanız aşağıdaki ipuçlarını uygulayabilirsiniz:
- Cümle yapılarını konuşma diline uygun, samimi hale getirin
Eğer girdiğiniz komut daha genel ve detaylandırılmamışsa, bu çıktılar daha tekdüze ve yavan olacaktır. Detaylı bir komut girseniz dahi, cümle kalıpları genellikle bir insanın doğal olarak kuracağı cümlelerden daha uzun, okurken yapılacak vurgulara dikkat edilmeden yazılmış olacaktır.
Yapay zekanın oluşturduğu içeriği daha samimi ve doğal hale getirmek için resmi ve robotik olmayan, konuşma diline uygun ifadeler kullanabilirsiniz. Böylece hazırladığınız içerik hedef kitlenizle daha iyi bir bağ kurabilir ve onlara sanki karşılıklı sohbet ediyormuşsunuz gibi bir his verebilir. Bu yaklaşım, özellikle sosyal medya gönderileri, blog yazıları veya tüketiciye yönelik içerikler için oldukça etkili.
- İçeriğinize gerçek hayattan örnekler ve alıntılar ekleyin
Gerçek hayattan örnekler ve alıntılar eklemek, içeriğinize okuyucunun yazarla empati kurabileceği bir alan açarak içeriğinizin etkileyiciliğinin artmasını sağlar. Aynı zamanda içeriğe derinlik katarak teorik bilgileri de somutlaştırır. Özellikle karmaşık veya teknik konuları anlatırken somut örnekler ve uzmanlardan alıntılar eklemek içeriğinizin argümanını sağlamlaştırır.
- Hedef kitlenizin acı noktalarını ve bakış açısını içeriğe yansıtın
Hedef kitlenizin ihtiyaçlarını, sorunlarını ve bakış açılarını anlamadan onlarla iletişim kuramazsınız. Bu bilgileri etkili bir şekilde içeriğinize dahil etmek, onlarla daha güçlü bir bağ kurmanıza yardımcı olacak. İçeriğinizde bu acı noktalarına çözümler sunarak veya hedef kitlenizin bakış açısından konuları ele alarak okuyucularınızın ilgisini çekebilir ve sadakatlerini kazanabilirsiniz.
- Kelime ve kalıp tekrarlarından kaçının
Yapay zeka üretimi içerik konusunda en sık rastlanan bir sorun, belirli kelime ve kalıpların aşırı tekrar edilmesidir. Bu tekrarlar, içeriğin monoton ve sıkıcı hale gelmesine ve internette aynı aracı kullanan diğer insanlarla benzer içerikleri paylaşmanızı sağlıyor. Bu da internette okuduğunuz çoğu içeriğin aynı ve yaratıcılıktan yoksun olmasını sağlayarak bir içerik monokültürü yaratıyor.
Metni daha akıcı ve ilgi çekici kılmak için bu tekrarları azaltabilir, eş anlamlı kelimeler ve size özgü kalıplar kullanabilirsiniz.
- Bilgilerin doğruluğunu kontrol edin
Eğitildikleri veri setlerinde nereden geldiğini bilmediğiniz bilgiler olduğu ve bilgiler güncel olmayabileceği için çıktılardaki bilgilerin, tarihlerin doğru olup olmadığını muhakkak kontrol etmelisiniz. Özellikle bilimsel, teknik veya hukuki gibi hassas konuları işlerken bu kontrolleri yapmak çok önemlidir.
Örneğin eğer kurumsal bir blogda paylaştığınız içerikte yapay zeka üretimi içerik kullanıyorsanız insanlar tarafından kontrol edilmemiş hali marka itibarınıza zarar verebilecek bilgiler içerebilir.
Sonuç olarak, yapay zeka üretimi içerikler etkileyici ve zaman kazandırıcı olsa da insan dokunuşunun önemi yadsınamaz. Yapay zeka araçları bir yazar asistanı olarak oldukça işlevsel olabilir; başlangıç noktası sağlar, fikir verir ve yazma sürecinizi hızlandırabilir. Ancak içeriğin kalitesini artırmak, okuyucuyla gerçek bir bağ kurmak ve içeriği daha anlamlı hale getirmek için insan müdahalesi şart.
Bu yüzden, yapay zeka ile üretilen içerikleri kullanırken, bu içerikleri yalnızca bir araç olarak görmek ve onları, içeriğinize derinlik ve gerçek anlam katmak için bir başlangıç noktası olarak değerlendirebilirsiniz. İçeriklerinizi, hedef kitlenizin gerçekten ilgisini çekecek ve onlarla derinlemesine bağ kuracak şekilde özelleştirmek, yapay zeka araçlarının potansiyelini en iyi şekilde kullanmanızı sağlayacak.