lead generation nedir

Lead Generation Nedir?

İçeriklerin bu kadar yoğun olduğu bir dönemde markanıza, ürün ve servislerinize yabancı olanların ilgisini çekip bu kişileri müşteriye dönüştürmek gerçekten çok zor.

Şöyle bir senaryo hayal edin:

Çok yakın bir arkadaşınızla sevdiğiniz bir cafede veya restoranda oturmuş güzel bir sohbet eşliğinde yemeğinizi yiyor ya da kahvenizi içiyorsunuz. Siz bu eğlenceli sohbetin içerisindeyken telefonunuz çalıyor ve karşıdaki ses şöyle diyor:  “Merhaba ben XYZ şirketinden Soner, size yeni ürünümüz hakkında çok kısa bilgi vermek istiyorum”. Büyük ihtimalle siz arayan kişiye eğlenceli sohbetinizi ve yemeği böldüğü için “gıcık” olursunuz. Bununla birlikte markadan irite olup uzun bir süre hatta belki de temelli bu markaya karşı antipati besleyebilirsiniz. 

Bir zamanlar bu yöntem işe yarıyordu, hatta bazı istisnalarda hala işe yarıyor olabilir ancak bu tür rahatsız edilmelere maruz kalmayı çoğumuzun tercih etmediğini düşünüyorum.

Zaman içerisinde artan rekabet ve bilginin çoğalması, şirketlerin potansiyel müşterileri ile etkileşim kurup onları takip etmesini zorlaştırdı. Bu zorlukları aşmak ve satışları arttırmak için şirketlerin yeni yöntem ve yaklaşımlar geliştirmesi artık kaçınılmazdı. Bu yöntemler geliştikçe yöntemlerin her birine bir isim verildi ve bugün artık neredeyse hepimizin bildiği “Lead Generation’’ kavramı bu şekilde ortaya çıktı. 

Peki nedir bu “Lead Generation”? 

Dilerseniz ilk etapta “Lead Nedir?’’ sorusuna cevap verelim. 

Lead Nedir?

Lead, bir şirketin ürün veya servislerine ilgi gösteren kişidir. Bu kişiler genelde şirket hakkında kendi iradeleri ile bilgi almaya çalışır. Bu adımı da bir formu doldurarak veya yine kendi iradeleri ile iletişim bilgilerini paylaşarak yaparlar. 

Örneğin siz bir sigorta şirketinin düzenlemiş olduğunu online ankete katılarak tüm iletişim bilgilerinizi paylaştınız ve birkaç gün sonra şirketten bir yetkili sizi arayarak en doğru poliçeyi seçmenizde size yardımcı olmak istiyor. Tebrikler! Siz de şu anda sigorta şirketi için bir “lead’’ oldunuz.

Bu durumun sizi yazının başında verdiğimiz ilk örneğe kıyasla daha az rahatsız edeceği konusunda hemfikiriz diye düşünüyorum. Hatta belki de sizleri hiç rahatsız etmeyecek. 

Şirket açısından bakacak olursak, anket ile edinilmiş bilgiler şirketin sizi ararken yapacağı sorun tespitinde sizin için daha kişiselleştirilmiş bir yaklaşım geliştirmesini sağlar.

Leadler, müşteri dönüşüm yolculuğunun bir parçasıdır ve her biri farklı bir şekilde oluşur. Bununla birlikte Leadler şirketinizle farklı yöntemler sayesinde etkileşim kurar. Bu yöntemleri daha iyi anlayabilmek için Lead türlerine bakmak faydalı olacaktır. 

  • Marketing Qualified Lead (Pazarlama Nitelikli Aday): İlgisini uyandırmayı başardığınız potansiyel müşterilerdir. Bu kişiler pazarlama ekibinizin faaliyetleriyle etkileşim kurmuş ancak henüz aranmaya hazır olmayan kişilerdir. Örneğin özel olarak tasarladığınız bir sayfada (landing page) yer alan formu dolduran kişilere Marketing Qualified Lead ya da kısaca MQL diyebilirsiniz.

Not: Landing Page Nedir diye merak ediyorsanız veya Landing Page’in nasıl hazırlandığı hakkında bilgi sahibi olmak istiyorsanız içeriğimize göz atabilirsiniz 🙂

  • Sales Qualified Lead (Satış Nitelikli Adaylar): İşletmenizle direkt etkileşime geçmiş, satın alma niyetinde olduklarını gösteren aksiyonlar almış kişilerdir. Örneğin ürününüz veya servisiniz hakkında daha detaylı bilgi almak isteyen kişileri bu gruba dahil edebilirsiniz. 
  • Product Qualified Lead (Ürün Nitelikli Adaylar): Ürününüzü veya servisinizi kullanıp sürekli müşteri olmaya yönelik aksiyon almış olan kişilerdir. Bu grup genel olarak ürün veya servisler özelinde ücretsiz deneme süreci sunan veya bir kısmını ücretsiz veren şirketler için geçerlidir.
  • Service Qualified Lead (Servis – Hizmet Nitelikli Adaylar): Bu grupta yer alan kişiler servislerin ücretsiz süresini dolduran veya ücretsiz “Kısmi’’ servisi kullanan ve şirket temsilcinize ulaşıp sürekli müşteri olmak istediğini beyan eden veya bir üst pakete geçmek istediğini belirten kişilerdir. 

Yazını başında belirtmiş olduğumuz gibi, içeriklerin çok yoğun olduğu günümüz dijital dünyasında potansiyel müşterinin ilgisini çekmek gerçekten zorlaşıyor. 

Yapılan bir araştırmaya göre artık son kullanıcılar “ilgilerinin’’ satın alınmasını değil kazanılmasını tercih ediyor. Buradan çıkarılacak sonuç şudur: Yapılacak olan tüm müşteri adayı üretme (lead generation) kampanyaları ihtiyaç odaklı olacak şekilde revize edilmelidir. 

Burada ilk adım tabii ki ilgi uyandıran içerikler üretip bu içerikleri web sitenizi ziyaret eden kişileri dönüştürmek adına kullanmak olabilir. Tabii bunu söylemek yapmaktan çok daha kolay! 🙂

Daha detaya inmeden gelin Lead Generation’ın ne demek olduğuna bakalım. 

Nedir Bu Lead Generation? 

Lead Generation, markanıza tamamen yabancı olan kişilerin veya potansiyel müşterilerin ürün, hizmet veya servislerinize ilgi duymalarını sağlama sürecidir. Yukarıda bahsettiğimiz sigorta şirketinin anketi bunun sadece bir örneğidir. Farklı yöntemleri daha sonra inceleyeceğiz.

Peki Neden Lead Generation’a İhtiyacınız Var?

Potansiyel müşterilerinizin markanıza olan ilgisini arttırmak veya genel olarak ürün, hizmet ve servislerinize karşı bir ilgi oluşturmak için sürekli yeni ve mümkün olduğunca özgün yöntemler geliştirmek zorundasınız. 

Bu noktada kendi oyun alanlarınızı inşa ederken ufkunuzu genişletecek global ve lokal örnekleri buradan inceleyebilirsiniz.

Hedef kitlenizde olan tüm kişilere işlerine yarayacak bilgiler vermeniz ve bir değer sunmanız, onları doğal bir şekilde markanıza yöneltir böylece bu kişileri sizden daha fazla bilgi isteyecek duruma getirebilirsiniz. Bu kişilerin markanıza karşı organik ilgisi, sizinle bir diyaloğa girmek istediklerinin belirtisidir. Daha önce bahsettiğimiz aniden gelen telefon araması yerine potansiyel müşterinizin sizinle diyalog kurma yolunda ilk adımı atmış olması bir nevi satış tünelinize de girmeye niyetli olduğunun göstergesidir.

Nereden Başlamalıyım?

Inbound Metodolojisine baktığımızda Lead Generation’ın ikinci sırada yer aldığını görüyoruz. 

Not: Inbound Metodolojisini detaylı bir şekilde takip eden linkten öğrenebilirsiniz: https://akademi.icerikbulutu.com/blog/inbound-ve-outbound-marketing/

Lead Generation, şirketinize tamamen yabancı olan kişilerin websitinizi ziyaret ettiklerinde onları lead’e dönüştürmek için devreye girer. 

İlk etapta Inbound pazarlama yöntemlerinin yardımıyla potansiyel müşterinizin size ulaşmasını (websitenizi ziyaret etmesini) sağlar. Siz de doğru kurgulanmış bir Lead Generation yöntemiyle onları sürekli müşteriniz haline getirebilirsiniz.

Taşları yerine daha doğru oturtmak adına gelin birlikte Lead Generation sürecini inceleyelim:

Lead Generation Süreci

İlk adım olarak başarılı olan pazarlama kanallarınız sayesinde potansiyel müşterinize görünür olur, CTA’e (call to action) tıklamalarını sağlayıp bu kişilerin özel olarak oluşturmuş olduğunuz sayfaya (landing page) ulaşmasını sağlarsınız. Genelde bu sayfalar sunulan bir değer karşılığında potansiyel müşterinin iletişim bilgilerini paylaşmasını teşvik etmek için tasarlanır. Son adımda ise sayfada yer alan formu dolduran her kişi artık sizin için bir lead’e dönüşmüştür.

Yukarıda bahsettiğimiz değer, vazgeçilemeyecek ölçüde çekici olmalıdır. Mesela bir e-kitap veya bir indirim kuponu buna örnek olarak gösterilebilir. Tabii bunlar sektörden sektöre hatta markadan markaya fark edebilir. Siz de kendi hedef kitlenizi en iyi şekilde tanıdığınız için sunacağınızın değeri ona göre belirleyebilirsiniz. 

Bu noktada potansiyel müşterilerinizi oluşturmuş olduğunuz landing page’lere çekecek olan CTA’leri nelerele yerleştirmeniz gerektiği sorusu doğal olarak aklınızda yer edinmeye başlıyor diye düşünüyorum.

Hemen detaya girelim. 🙂

Lead Generation Marketing

Lead Generation Marketing, adından da anlaşıldığı gibi, Lead Generation’ın ön yüzüdür. Lead’leri elde etmek için hazırlamış olduğunuz o özel sayfaların (landing page) promosyonunu içeren tüm faaliyetlerdir. 

İster B2B ister B2C modelinde olun, aşağıda bahsedeceğimiz yöntemler ile CTA’leri doğru bir şekilde kullanabilirsiniz. 

1- Web siteniz 

Web sitenizde yer alan birçok sayfayı doğrudan CTA’lerin yardımı ile landing page’lere bağlayabilirsiniz. Fakat burada anlamlı bağlantılar kurulması çok önemlidir. Örneğin, ürün veya hizmet sayfanızı ziyaret eden bir kişi aslında satın alma tünelinin son adımlarında olabilir. Ücretsiz deneme veya kısa bir online görüşme sunmak bu kişinin ilgisini çekeceği için doğru yerleştirilen bir CTA’in tıklanma oranı çok yüksek olacaktır.  

2- Blog sayfanız ve genel olarak ürettiğiniz tüm içerikler

Ürettiğiniz içeriklerin ana amacı her zaman ziyaretçilerinize değer katmak ve onlarla birçok bilgiyi ücretsiz paylaşmaktır. Aynı zamanda bu içeriklerle ziyaretçilerinizi dilediğiniz sayfalara (landing page) da yönlendirebilirsiniz. Yani içeriğin her yerine CTA’ler yerleştirebilirsiniz. Tabii tutarlı olmak gerektiğini de unutmamak gerekir. Çünkü ziyaretçinin beklediğiniz aksiyonu alması ile içeriğin sunduğu değer doğru orantılıdır. 

Örneğin bir blog içeriğinde sosyal medya kanalarının takip edilmesi gereken en önemli metriklerini anlattıktan sonra içeriğe sosyal medya yönetiminden bahseden bir videoya yönlendiren bir CTA eklemeniz durumunda tıklanma oranının çok yüksek olacağını siz de tahmin ediyorsunuzdur. 

3- E-mail

The Radicati Group’un araştırmasına göre günde yaklaşık 205 milyarlık bir e-mail trafiği oluşuyor. Hal böyleyken lead yaratmak için e-maili de kullansak fena olmaz, ne dersiniz? 🙂

Şirket çalışanlarının e-mailleri dijital pazarlama ekibi tarafından içerik dağıtımında rahatlıkla kullanılabilecek etkili bir yöntemdir. 

Şirket çalışanlarının potansiyel müşteriler, var olan müşteriler, bayiler ve bazı durumlarda ortaklar ile sürekli ve birebir iletişimde olduğunu düşününce çalışanların e-maillerinin önemi biraz daha artıyor. 

E-mail imzasına yerleştirilecek ilgi çekici bir CTA’e kim tıklamak istemez ki! 🙂

Örneğin yeni bir e-kitap yayınladınız veya kısa bir süreliğine ürünlerinizde eşsiz bir indirim sunuyorsunuz. Bunları e-mail imzasına ekleyebilirsiniz. 

4- Sosyal Medya

Sosyal medya kanallarında paylaştığınız linkler sayesinde potansiyel müşterilerinizi sunduğunuz değerlerin sayfalarına yönlendirebilirsiniz. Sunduğunuz değeri kısaca en doğru cümleler ve kelime gruplarıyla anlatmakta fayda var çünkü karakter sınırını akıllıca kullanmanız gerekiyor.

Tabii spam etkisi yaratmaktan kaçınmak için aynı gönderiyi farklı platformlarda farklı zamanlarda paylaşmak daha doğru olacaktır. 

5- Haftalık / Aylık Bültenleriniz 

Basın bültenlerinizi genel olarak ürün ve servisler hakkında bilgi vermek için kullanıyorsanız, bunların da bir lead generation aracı olarak çalışabileceğini unutmayın. 

Anchor textleri blog sayfanızda ve genel olarak tüm içeriklerde kullandığınız gibi burada da özel olarak oluşturduğunuz landing pagelere trafik çekmek için kullanabilirsiniz. 

6- Reklam Kampanyalarınız

Tüm reklamların ana amacı, son kullanıcıyı bir aksiyon almaya itmektir. Bu durumda reklamı görüp beklediğiniz aksiyonu alan ziyaretçilerin ulaşacağı landing pagede yer alan içeriğin kampanya görseli veya genel olarak kampanyanın ilk mesajı ile tutarlı olmasına dikkat edin. 

7- Ücretsiz deneme süresi

Ürün veya servislerinizin bir kısmını potansiyel müşterilerinize ücretsiz vererek satışa giden yolda bulunan engelleri aşabilirsiniz. Ücretsiz deneme sürümü kullanan kullanıcılara özel teklifler sunabilir, bu kullanıcıların sürekli müşteriye dönüşmelerini sağlayabilirsiniz. 

Genelde bu yöntemler en popüler olanlardır. Her şey dikkat çekici bir pazarlama kampanyası ile başlayıp doğru bir şekilde hazırlanmış olan landing page ile bitiyor. Landing page’lerin ise mutlaka ziyaretçiyi dönüştürme hedefi ile hazırlanmış olmaları gerekiyor. 

Tasarladığınız bu adımlarla lead toplamaya başladıktan sonra bunları skorlayıp gruplara ayırmak ve her grubu ayrı değerlendirmek gerekir. 

Bu işleme Lead Skorlama adı verilir. Kısaca Lead Skorlama’da leadlere satın alma tünelinde bulundukları pozisyona göre bir puan verilir. Bu puan leadlerin aldıkları aksiyonlar ve paylaştıkları bilgilere bakılarak verilir.

Etkili Bir Lead Generation Kampanyası için Nelere Dikkat Edilmeli?

1- Doğru Araçları Kullanmak: 

Sitenizi ziyaret eden kişiler hakkında ne kadar bilgi sahibisiniz? İletişim bilgilerini veya genel olarak hangi sayfaları ziyaret ettiklerini biliyor musunuz? Peki sitenizin içerisinde nasıl hareket ettiklerinden haberdar mısınız? Veya formunuzu doldurmadan önceki son aksiyonlarını biliyor musunuz? 

Bu soruların cevabını bilmemeniz ziyaretçileriniz ile doğru bir bağ kuramadığınız anlamına geliyor. Ancak tüm bunların cevabını doğru araçların kullanımı ile çok kolay bir şekilde öğrenebilirsiniz.

  • Leadfeeder: Bu araç size web sitenizi hangi şirketlerin ziyaret ettiğini gösterir. Bu bilgiyi ziyaretçinin herhangi bir formu doldurmasına gerek kalmadan verir. Ayrıca web sitenizi ziyaret eden ve bu şirkette çalışanlar hakkında da detaylı bilgileri de elde edebilirsiniz.
  • Optinmonster: Pop-up denince akla ilk gelen araçlardan bir tanesi Optinmonster. Kolay kullanımı ile web sitenize dilediğiniz pop-uplara hızlıca eklemenizi sağlayıp A/B testi yapmanıza imkan tanıyor. 

Bugüne kadar yapılan çalışmalarda pop-upların doğru kurgulanmaları halinde dönüşümleri ciddi oranda arttırdıkları tespit edildi. Diyelim ki ziyaretçiniz siteden çıkmaya yönelik aksiyon aldı, böyle bir durumda ziyaretçiye pop-up göstererek onu sayfanızda kalmaya ikna edebilirsiniz. Bu pop-up kullanımı standart pop-up kullanımlarında farklı olduğu için de ziyaretçinin ilgisini çekecektir.

Böylece bu son hamleyi ilgi çekici bir değer önerisi sunarak ziyaretçinizi dönüştürmek adına kullanabilirsiniz. 

  • Hotjar: Hotjar, ziyaretçilerinizin web sitenizde geçirdiği süreyi takip ederek aldığı aksiyonları kaydediyor. Böylece siz de ziyaretçilerin tam olarak ne istediklerini ve nerelerde vakit geçirdiklerini net bir şekilde görebiliyorsunuz. Size sunduğu ısı haritasıyla web sitenizde kullanıcıların en çok zaman geçirdiği bölgeyi tespit etmenizi sağlıyor. Bu bilgilerden yola çıkarak bu alanları doğru pop-up veya formlarla desteklerseniz ziyaretçilerinizi kolayca dönüştürebilirsiniz.
  • Hunter: Eğer ulaşmak istediğiniz bir şirketin yetkili e-posta adresini arıyorsanız, Hunter gibi servisleri kullanabilirsiniz. Aradığınız kişinin ismini ve şirketini girdikten sonra kurumsal e-posta adresini elde edebilirsiniz. Ayrıca bir şirketin tüm çalışanlarına ait e-posta adreslerine de ulaşabilirsiniz. Ancak ücretsiz versiyonunda sınırlı sayıda e-posta adresi arama hakkınız bulunuyor.
  • Boomerang: Boomerang bir Chrome eklentisidir. Size e-postalarınızı zamanlama imkanı sunar. Bununla birlikte göndermiş olduğunuz e-postanın cevaplanmaması durumunda belirlediğiniz süre ardından yine bir e-posta ile size süreç takibi hakkında bilgi verir. 
  • Quora: Quora aslında bir soru sorma platformudur. Servisleriniz ile ilgili bir arama yaptığınızda çok sayıda kullanıcının bu servislerle ilgili sorular sormuş olduğunu göreceksiniz. Bu sorular sizin de memnuniyetle yanıt vereceğiniz sorular, değil mi? Bu sorulara vereceğiniz cevaplarla şirketinizin konu hakkındaki uzmanlığını kanıtlayabilir, size akacak potansiyel bir müşteri kanalı oluşturabilirsiniz. 
  • SlideShare: Özellikle B2B markaların rahatlıkla kullanabileceği belirli başlıklar altında farklı konuların aktarıldığı sunumların paylaşımına imkan sunan bir platformdur. Dikkat edilmesi gereken en önemli noktalar şunlardır: Sunumunuzun tasarımı ilgi çekici olmalıdır ve sunum doğru bir akışa sahip olmalıdır. Eğer sunumunuz bu kriterleri karşılıyorsa SlideShare sizi ana sayfaya taşır ve binlerce görüntülenmeye ulaşmanızı sağlar. Böylece hedef kitlenizin karşısına da çıkma olasılığınız çok yüksek olacaktır. 

2- Satın Alma Tünelinin Her Adımına Özel Bir Değer Önerisi Sunduğunuzdan Emin Olun

Web sitenizi ziyaret eden her kullanıcının sizinle kısa bir online toplantı yapmayı veya hemen ürün/servisinizin ücretsiz sürümünden faydalanmayı isteyeceğini söyleyemeyiz. 

Muhtemelen sayfanıza ilk ziyaretçilerinizi biraz daha bilgilendirmeniz gerekecek fakat markanızı daha önceden tanıyan ziyaretçiler hemen deneme aşamasına geçmek isteyebilir. 

Bu kurguyu geliştirmek biraz zaman alacaktır ancak dönüşümlerinizi ciddi oranda etkileyeceğine emin olabilirsiniz. 

3- Her Zaman Sözünüzü Tutun

En yüksek dönüşüme sahip lead generation kampanyaları verdiği sözü her zaman yerine getirenlerdir. Mesajınızın sunduğunuz değer önerisi ile her zaman tutarlı olmasına dikkat edin. 

4- CTA’lerinize Özel Yeni Landing Pageler Hazırlayın

Bunu daha önce de söyledik ancak hala çok sayıda pazarlama çalışanının sundukları değer önerisini destekleyecek bir landing page oluşturmadıklarını görüyoruz. 

Ziyeretçinizin CTA’e tıklayarak kendisini bir anda anasayfanızda bulması biraz komik olacaktır. 

Sıfırdan yeni bir sayfa hazırlayamasanız dahi kullanıcının beklentisini karşılayacak bir sayfa ile onlarla bağlantı kurmanız daha doğru olacaktır. Tabii bu sayfada bir form olması gerektiğini unutmayınız. Aksi takdirde ziyaretçinize bir sayfa daha göstermek dışında kazanımınız olmayacaktır. 

Bir Lead Generation Kampanyasında Takip Edilmesi Gereken Metrikler

Tüm kampanyaların dilediğiniz bir seyirde devam ettiğini varsayalım. Bu sayede siz hem trafik elde ediyor hem de yeni müşteri adayları üretiyorsunuz. (Yani lead generate ediyorsunuz)

Ancak kendinize sormanız gereken iki önemli soru bulunuyor: 

1- Sektörünüzde yer alan diğer markalara kıyasla nasıl bir performans sergiliyorum? 

2- Ürettiğim yeni müşteri aday sayısı yeterli bir seviyede mi?

Bunlar aslında cevaplanması kolay sayılmayacak sorulardır. 

Bu kısmın daha anlamlı olması için gelin hızlıca kampanyalarınız hakkında daha detaylı bilgi edinmenizi sağlayacak olan önemli metriklere bakalım.

1- Müşteri Adayı Üretme Maliyeti ya da Cost Per Lead (CPL)

Müşteri Adayı Üretme Maliyeti, Cost per Lead ya da kısaca CPL, bir dijital pazarlama kampanyasının etkisini değerlendirmek için en sık kullanılan ölçütlerden biridir. CPL’in hesaplanma formülü ise epey basittir:

Bir Dijital Pazarlama Programına Harcananların Toplamı / Programdan Gelen Adayların Sayısı

Diyelim tıklama başına ödeme (PPC) reklamına 1.000 TL harcadınız ve 50 kişiyi adaya dönüştürdünüz.

Müşteri Adayı Üretme Maliyeti = 1.000 TL / 50 = 20 TL

CPL hesaplama araçlarından türlerine ve sektör ortalamalarına kadar olan tüm detayları içeriğimizden inceleyebilirsiniz.

2- Aylık Bazda Üretilen Müşteri Adayları

Aylık ortalama potansiyel müşteri oluşturma sayısı sektörden sektöre ve şirketten şirkete değişir. Sonuçlar, pazarlama stratejinizin etkinliğine, satış stratejinize, web sitenizin performansına ve içeriğinizin ulaştığı kitleye bağlı olacaktır.

Inbound kampanyalarının başarıya ulaşması için, kampanyanın başlangıcında gerçekçi hedefler tanımlanmalıdır; bunlar genel gelir hedefine, ortalama sipariş değerine, satış döngüsü uzunluğuna, dönüşüm oranlarına ve daha fazlasına göre düşünülmelidir. Örneğin, hedefiniz belirli bir zaman dilimi içinde belirli sayıda potansiyel müşteriye ulaşmaksa, trafik hacminizin, dönüşüm oranlarınızın ve dönüşüm hunisinin üst kısmındaki satış döngüsü uzunluğunuzun bu hedefinizi desteklediğinden emin olun.

Sonuç

Artık markanız için yeni müşteri adayı üretme yani lead generate etme konusunda yöntemler ve araçlar hakkında yeterli sayılabilecek bilgiye sahip olduğunuzu düşünüyoruz.

İçerikte bahsettiğimiz tüm yöntemleri Inbound metodolojisi ışığında uygulamanız durumunda satın alma tünelinin her adımında ziyaretçilerinize hem değer sunacak hem de müşterilerinizin sizinle her zaman iletişime geçmesi için imkan sağlamış olacaksınız. 

Bu yöntemleri uygulayıp dönüşümlerinizin sürekli artacağı mutlu günler diliyoruz 🙂

Kaynaklar:

https://www.hostgator.com/blog/content-marketing-101-call-action

https://www.optimizely.com/optimization-glossary/lead-generation/

https://www.leadfeeder.com/blog/top-lead-generation-tools/#gref

https://www.ventureharbour.com/lead-generation-tools/

https://www.marketo.com/lead-generation/

https://www.campaigncreators.com/definitive-guide-to-lead-generation

Soner Alemdar

Keşfetmeyi, okumayı, fotoğraf çekmeyi seven bir şehir insanı!

İlk Yorumu Başlat